27 Mayıs 2014 Salı

270514

bu gece içsek Cemalettin... dileğimizin kilidini çözsen, bu gece ölmesek Cemalettin...

ne yazmıştı kayıp mektuplarının arasında "sadece suç ortaklığı baki kalır"

oysa ben hep yanlış hatırlarım, sabah barbarostan iner gibi, pus inmiş şehirde çürümüş bir cinayeti özler gibi, söylenmemiş tüm namelerin günahlarını tutar gibi...

işte Cemalettin, sıradan günlerdeyiz anlayacağın. sıradan...

mahalledekilerin bir cesede baktıkları sırada kundakladım bu cinneti. her ayrıntısı yüksek tavanlı evin halısında gizli, öyle ilmek ilmek, öyle kan kokusu...

şimdi görsen bizi tanıyamazsın. kiliseleri, çocukları ama en çok orospuları özlersin bilirim.

boşver sen Cemalettin, gün gelecek rüzgarı yakacağız, gün gelecek intiharlarımızı saklayacağız ve gün gelecek bizim de mahkumiyetimize güneş açacak Cemalettin.

sen yeter ki unutma, neşterini sağ cebinde, fiyakan bozulmasın diye mineli aynanı sol cebinde hazır tut.

hem zaten kim bilebilir yolcuğunu, sokak köpekleri ile kavga etmemiş, kendi haritasını kaybetmemiş, kim?

insanoğlu kendinden vazgeçti Cemalettin, hicri takvimin dördüncü ayına denk düşen bir vakitti, sabah ezanını üç, otobüs duraklarını salı geçmişti...

ve biz o asır kıblemizi kaybettik Cemalettin, utancımızı biriktirdik...

deniz vardı deniz, bildin mi Cemalettin? maviden nasibini almamış, şaka söyler gibi dilendiği zamanlar kadim lanetleri kaydeden deniz...

sonra O da topladı bavulunu, garları yağmaladı, şimdi başka bir kıyıdaymış diyorlar, ben hiç görmedim...

gel otur Cemalettin, talihimizi oku, çingene masalları anlat, bu sefer kötüler kazansın Cemalettin, intikamımız başka isyanlarda kaybolmasın diye.