26 Aralık 2010 Pazar

Ceza

sanki bütün sırlarını çözmüş gibi şehrin sokaklarını ezberlemiş olman kuşlar karşısında seni daha doğru biri kılmaz,bunu sen de biliyorsun.

bütün yalanları söylediysen,tüm yalancıların masalarına da katlanmak ağır gelmemeli zira bu kıyıda biz hala bazı kurallara sahibiz.

karşıdaki adalara bak...hepsi bir sabah yandı...küllerini matem tutacaklar aldı...gökten üç elma düştü ve sana birazını ayırmak bile aklımıza gelmedi.

açık konuşalım; belki seni bu masaldan tamamen çıkaramadık ama dışladık seni dostum. çünkü biz bu kıtada çizgilerin kutsallığına inanırız ve geçmişlerimizin... ve ihanet edenleri beyaz tavanların altında yalnız sigara içmeye mahkum ederiz,farkına bile varmazlar...

şimdi burada; bütün hikayeler bir mevsimi karşılıyor,satır aralarında hava sıcaklığını tahmin edebilirsin.yolları sustuk,tren garlarında hiç gitmeyecek gemiler var,gelenlerin bir kısmı ayakta kaldı,kralımızla kraliçe yüz yıllık uykusunda ve çocuklar parklarını yağmalayıp ganimetleri için birbirlerini parçaladılar...

daha önce de söylemiştim...
mutlu sonların devamları karanlık olur diye...

sen,
yine de
içerken
dikkatli say!!!

25 Aralık 2010 Cumartesi

20 Aralık 2010 Pazartesi

Yeniden

saymaya başla...

yine...

bir
iki
üç'e gelince
bütün öykülerini yak!!!

herşeye yeniden başlıyoruz...

burdayım...

19 Aralık 2010 Pazar

aslında söylememe gerek yok,
sizler de iyi bilirsiniz
susmakla
konuşmama
arasındaki farkı
asfalta karşı içenler

17 Aralık 2010 Cuma

Biliyorum

uyan!!!
yoksa
uyuyamayacağım!!!

05:34

garip huylarım vardır biliyorum;

mesela
artık defterlere hiç yazamıyorum,
eskiden neler olduğunu unuttum...
yatakların,kapıdan uzak,pencereye yakın olan tarafında uyurum,
özlersem ararım,
tavanları severim

ve

fısıldarken hep doğruları söylerim

p.s.
uykum kaçtı

15 Aralık 2010 Çarşamba

hüznünü de uygun bir yere koyabilmeyi öğrenmeli insan...mesela şehrin en kalabalık ya da en çok yalan söylediğin balkon sahiplerinin sokağına...bu,sizin için de iyi bir başlangıç olabilir bayım...

her geminin ardından mendil sallanmaz,bazı trenler sadece gece gelir yakılan peronlara ve bilmek gerekir kar yağınca şehirde,gök yüzü siyaha değil kırmızıya çalar en fazla...

gün gelecek,iyi insan olma çabamıza en afilli şair dizelerini tanık koşacağız,özlediğimiz kim varsa önce temiz sevmeyi öğreneceğiz...çünkü bildiğimiz tüm masallarda iyiler kazanır,kötülerin meyhane adresleri çocuklardan saklanır...

şimdi bana mavi mektuplar yaz,her birinde ağaçları anlat,giden kuşları ve sokakların ağıtlarını...

ama
en çok
kör noktalarını
anlat...


ben...

burdayım...

İntihar

ve
sen
bütün bu öykülere
rağmen
kolay öleceğini mi sandın?

unutma!!!
asfalta
düştüğünde
ilk önce
bileklerin kanayacak!!!

kan değil
bütün söylenmeyenleri
tüküreceksin
bu sokaklara

ben
şehrini
çalacağım!!!


p.s.

http://fizy.com/#s/1momw1

13 Aralık 2010 Pazartesi

10 Aralık 2010 Cuma

7 Aralık 2010 Salı

Ölüm var

aslında düşününce;
ölüme rağmen
seviyoruz
birbirimizi...
aslında düşününce;
zor...
çok zor...