24 Mayıs 2010 Pazartesi

Birr,ikiii ve üç!!!

Tamam...
Tamam hadi bir türlü söyleyemediğimiz gibi olsun...

Çocuk kızı çok sevsin,kız da kansın çocuğa bile bile,başlayalım sonunu bilmiyormuş gibi yaptığımız oyunumuza,biiir,ikiii ve tabi ki üç!!!

Hiç ısınmayan,iki odalı,çok eski bir apartmanda küçük bir evleri de olsun,kirası beş yüz civarlarında,aidatı elli,bekara ve öğrenciye tüm yalnızlığı ile verilenlerden...

Tamam bütün kapitalist düzene karşı gelmeye çalışan sevgi dolu enteller gibi bir de kedileri...Adı çok havalı olanlardan değil ama Boncuk,Yumak,Pamuk gibi birşey olsun...
Vazgeçtim...Bekir olsun...Hayal de olsa bu huyumu değiştiremedim,evat.

Nerde kalmıştık?

Evat,evleri,kedileri ve bir sürü de battaniyeleri oldu az önce değil mi? Eksik kalanlar neler?

Sanırım bir sürü kendilerine benzeyen arkadaşları,müzik -vazgeçilmeyenlerden- ve para sıkıntısı eklememiz lazım ama birlikteler ya önemli değil gibi yaparız hemen geçer değil mi?Aslında değil...İki tane de çok düşünen,sorgulayan,kendinden başkasına tahammül edemeyip aslında kendine rağmen karşındakini sevmeye çalışan altbenlikler...


Az önce o Türk filmi edasıyla yaşadıkları,"fakir soframızda iki kap yemeğimiz olsun bize yeter,ay o hiç sevmediğim kız arkadaşın da gelmiş hani sana asılan,olsun nedir ki sofraya bir tabak daha konur,zaten sen ve Bekir var hayatımızda daha ne olsun,biraz fazla mı içiyor,sanırım mutluluktan lay lay lom..." diye geçen cicim ayları da bitti,siz de gördünüz mü?

Sıra bir ipte iki cambazın oynama sahnesinde...
Oynayamaz diyorlarmış görenler ama inatçılar ya,herkesten önce kendilerine karşı...Hani birsürüydü sevgileri,hani hepsinden farklıydı ya,daha biraz önce,ilk satırda arkalarında kocaman bir hayatı yıkıpta geldiler ya bu oyuna,kedileri bile var hem,ne olmuş biraz içiyorsa,ne olmuş biraz sıkıyorsa,kira bu ay da ödenmeyiversin hem her ilişkide boğulanlar olur...Sevgileri nefeslerini tutarakta yaşatmaya yeter hem kızı hem de çocuğu,peki ya ikisini???Gerçekten mümkün mü???

Gitme vakti...
Önce çocuk gider tabi,kız salonda otururken...Kız bakamaz giderken ya...Arkasından ağlar,kapıyı kapattığında bahar gelmiştir muhakkak başkalarına;tabiat ananın bizim acılarımıza göre dekoru değiştiği nerede görülmüş? Kız çiçekli perdeleri olan evlerinde -ki artık "ev" ismin yalın halinde kullanılnmalı zira ikinci çoğul kişiler olmaktan vazgeçtiler az önce- ağlar çok... Ama ikisi de bilir böyle olması gerektiğini,çok kültürlü insanlar ya, birbirlerini daha fazla yıpratmasınlar diye diz dize otururken daha bir saat önce almadılar mı bu kararı??? Ağlarlar belki...Ben de çok ağlarım...

O kapı kapandıktan sonra haberleri geniş arkadaş çevreleri sayesinde ara ara çalınır kulaklarına... İlginenilmiyormuş gibi yapılır muhakkak o da kayıtlara geçmeli...

Sonra yıllar geçer...Her zaman geçer...

Dedikleri gibi zaman herşeyi unutturmaz ama herşeye alıştırır...

Tamam...
Hadi bir türlü söyleyemediğimiz gibi olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder