24 Ekim 2010 Pazar

Adsız Figüranlar Topluluğu

ve aslında neler olacağı önceden hep bellidir bu hikayelerde...

trenler gelir,peronlar dolar,trenler gider...yalnız yolculuk edenlerin yanlarında hep tahta bavulları vardır,içlerinde tıka basa kış öyküleri,hiç yazılmayacak olanlardan...

uzaklarda harcanan birileri hep vardır.kiminle yattıkları değil de,kimlerin hayatlarına uyandıkları merak edilir...

yarım kalan hikayelerin figüranları şehrin arka sokaklarında devam ederler bölüm sonlarına... kendi feodal sistemlerinin soyluları olduklarında yalnızlıkları taçlandırılır nane çiçekleriyle...

biriktirilen fotoğraflar,anı olarak yazılan satırlar ve en çok notalar sararır evin en ıssız çekmecelerinde...yakılmayı düşündürecek kadar bile hatırlanamadıklarından,aynı şarkıları söylerler günlerce gecelerce...

ve aslında bellidir hangi evlerde kalabalık yapamayacakları...tavanları çok beyazdır bu evlerin...halılarının üstünde başroller sarhoşken ağlarlar...ve en çok sabaha karşı yalanlar okunur tılsımlı şairlerin ruhlarına bu evlerde...dua niyetine...

yarım kalan ve başlamayan hikayelerin kahramanlarına yetişmez düşen elmalar...
uzak sokaklarda yaşayan ve sahne sırası gelen oyunculardır hep sahipleri...zehirli olanları kendi aynalarında kırarlar,bin parça...

geriye ışıkları hiç sönmeyen bir ev kalır...
bir de alkol vurgunları...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder