2 Ocak 2011 Pazar

Mavi

ve tüm cesetlerini kalabalık yapmasın diye kışlıkların arasına kaldıran bir figüran gibi bekliyorum mevsimin değişmesini...

saygı değer dostum;bizi dinlerken lütfen en soylu yalancılar tarafından yağmalanmış parkları,geceyi yeterince aydınlatamadılar diye ateşe verilen sokak lambalarını ve ağıtlarını susan peronları görmezden gel...

çünkü biz çocuklarımız bileklerindeki kandan vazgeçtiğinden beri masallar anlatıyoruz bu şehrin sokaklarına,gökyüzü sırrımıza ortak ve alabildiğine kırmızı...fahişeler ki gerçek sahibidir asfaltların,tekinsiz olanların lanetlenmelerine müteakip gökten düşen elmaları çaldılar...son kalemizi de kadim katillere rüşvet olarak verdik...

şimdi sen,kimseye doğru düzgün veda etmeyi beceremediğin için kendi kalabalığında boğulduğunu anlatıyorsun çiçekli balkon sahiplerine...


majestelerinin de dediği gibi; gitmeye yakın bütün falların kendini doğrulayacak buna hazırlıklı ol...verdiğin tüm sözleri ceplerine doldur,serimlerini çöz ve tüm düğümlerini toprağa göm... sonra, bana şehrin ölümle kutsandığı mutlu hikayeler yaz ama bu sefer kötüler kazansın...


sevdiğimiz film replikleri gibi perdelere son kez ve çok iyi bak ama kemiklerinin kusurlarını yabancılara anlatma dostum,gün gelir parmak izlerini unutursun diye sakın bu gece...



yine,
yanlış anlıyorsun...
hikayemiz
bitseydi
kuşlar
haber verirdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder